Çevre temizliği ile yakından ilgili "sinek sorunu". Uygunsuz uzaklaştırılmaya çalışılan ev ve işyeri atıkları yerleşimlerin sinekler tarafından istilasına çanak tutar. Aynı şekilde, yerel yönetimlerin gelişigüzel yaptırdıkları ve sonradan unuttukları yeşil alanlar ve parklar da birer sinek çekim alanı olmaktadır. Altyapı eksikliğinden, patlayan su boruları ve tıkanan yağmur suyu giderlerinden kaynaklanan çevre kirliliği hiçbir dönem önlenememiştir. Güzel ülkemizin seçilmiş yöneticileri de proaktif bir yaklaşımla önleyemedikleri sorunları her meydana geldiklerinde giderme yolunu tercih etmişlerdir. Taşan derelere kurtarma ve sağlık ekipleri aksamadan sevk edilmiş, bununla da yetinilmeyip olay mahali bizzat yerinde incelenmiştir. Sivrisinek ve diğer haşereler şehri ve yaşayanlarını rahatsız etmeye başladığında yerel yönetimler ilaçlama timlerini hemen göreve çağırmıştır. Önceden önlem almaktansa olay meydana geldikten sonra durumun ciddiyetine göre müdahale edilmiştir. Sağlık konusunda koruyucu hekimlik yerine tedavi edici hekimlik uygulanmıştır. Tedavi ve ilaç giderleri de öyle büyümüştür ki bunları finanse edecek kurumlar ve sistemler bir bir çökmüştür. Sözde hiç ya da çok az etkilendiğimiz, geçmek bilmeyen krizin gölgelediği şu günlerde sivrisinek sorunu dikkatimi çekti. Çevre temizliği ve altyapı sorunları ile ilgili herhangi bir ciddi çalışma yapılmadığı halde sivrisinekler ortalarda gözükmüyor. Yoksa sorunu temelden çözecek bir uygulama mı bulundu ?
Yerel yönetimlerin ilaçlama timleriyle ortalığı duman altında bırakarak sorunun çözülemeyeceğini anlayan hükümet konuya ekonomik ve köklü çözümü bulmuş. Nasıl mı ?
Benim gözlemlerime göre halk, özellikle de esnaf ve küçük girişimciler çözüme dahil edilmiş. Çözüm yabancı kaynaklı değil yerel ve atalarımızın sözlerinden yola çıkılarak geliştirilmiş gibi. İnanmıyorsanız hemen yarın gidin çarşınıza pazarınıza ve dikkatlice bir gözlemleyin, tahmin ediyorum hak vereceksiniz. Teğet geçen ekonomik krize de duruma göre müdahale ederiz mantığı ile göğüs germeye çalışanlar ekonomik krizin olumsuzluklarını gideremese de, etkilenenleri başka bir sorunun çözümünde kullanarak başarılı olmuş gibiler. Angola vatandaşının bile yılda ortalama 20 Kg et tükettiği bir dünyada sadece 5 Kg et tüketebilir hale getirilmiş, satınalma gücü neredeyse tamamen elinden alınmış insanımız kasap, manav, market, giyim, eşya alışverişi yapmaz olmuş. Bunun neticesinde müşteri bekleyen, boşta kalan işletmeciler de başlamışlar sinek avlamaya. Al sana ekonomik çözüm! Başka bir açıdan bakıldığında ise sinek avlama resmen iş olarak tanındığında işsizliğe de çözüm getirilmiş oluyor. Hiç gerek yok istatistiklerle oynayarak bir ayda bir milyon kişiyi istihdam edilmiş gibi göstermeye. Sağlık giderleri de azalmış olacak bu gidişle. Vatandaş hop oraya hop buraya sinek peşinde zıplarken spor yapıp sağlıklı da kalacak. Sinekler ve diğer haşereleri avlayarak sağlıklı yaşam alanı yaratmak için kişisel katkısını da sağlamış olacak. Katılımcı olmak bu olsa gerek !
Yaz geldi sinekler sorun olacak derken sinekler her derdimize derman oldu. Sineklerin artma girişimiyle birlikte işsizlik, sağlık ve ekonomi sorunlarımız çözülüverdi. Tek sorun, ortada avlanacak sinek kalmadığında bunca insanın sorunları çözülsün diye neyi avlayacağı. Allah hepimizin sonunu hayır etsin.
Ne mutlu Türk'üm diyene